Evvel zaman içinde diye başlayan bir hikaye bizimkisi...
Belki bugüne belkide geleceğe yazılmış yazılar bu sayfadaki...



11 Mayıs 2010 Salı

İstanbul-Bursa Gezisi

İstanbul-Bursa Gezisi
8 Nisan Perşembe günü babam beni okuldan aldı ve eve götürdü. O gün İstanbul-Bursa gezisine gideceğimizi biliyordum ve hemen hazırlanıp evden çıktım. Derneğe gelen otobüsle beraber Adana Hava Limanına gittik. Hazırlıklarımızı hazırladıktan sonra uçağa bindik. Bir saat on beş dakika süren yolculuktan sonra İstanbul Sabiha Gökçen Hava Limanına indik. Oradan yemek yemeye gittik. Saat baya ilerlemişti. Daha sonra kalacağımız yere gittik. Herkes uykuya çekildi. Sabah beş gibi hepimiz kalktık ve Eyüp Sultan Cami’nde sabah namazına gittik. Orada imamla beraber namazımızı kıldıktan sonra Halit Paşa Konağında kahvaltımızı yaptık. Oradan Eyüp Sultan Hazretlerini ve çevresindeki -Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa ve onun gibi birçok önemli zatların türbesini ziyaret ettik. Daha sonra bir mezarlığa gittik. Orada Yasemin Öğretmenin kabrine gittik. Yasemin öğretmen FEM Dershanelerinde çalışan, öğrencilerine düşkün bir öğretmendir. Yasemin öğretmen kanser hastalığına yakalanarak uzun süren bir tedaviden sonra 24 yaşında hayatını kaybetmiştir. Yasemin öğretmenden sonra oradaki birçok kişiyi de ziyaret ettikten sonra Bursa’ya geçtik. Bursa’ya da geç vakitlerde vardığımız için yemeğimizi yedik ve yattık. Sabah kalkınca Emir Sultan caminde sabah namazını kıldık. Daha sonra Yeşil Konakta kahvaltımızı yaptık. Ve Rehberimizle Ulu cami’inde buluştuk. O bize camiyle alakalı gezdirdi. Biraz size ulu cami’ den bahsetmek istiyorum. Ulu cami’yi Yıldırım Beyazıt yaptırmıştır. 20 tane minaresi olan ulu cami’nin duvarlarında süslenilmiş şekilde yazılar vardır. Bu yazılar bir çok mesaj bırakmıştır. Daha sonra ilgimizi en çok çeken Şadırvan’a getirdi. Bu Şadırvan YILDIRIM BEYAZIT,cami’yi yapacakları zaman belirledikleri yerlerde yaşayan insanlardan yapmak için izin almışlardır ama bir teyze buna izin vermemiştir. bir süre sonra teyze vefat etmiştir.cami yapımı başladığında teyzenin oturduğu araziyi namaz kılmaya layık görmedikleri için Şadırvan yapmışlar.
Bunun gibi bir çok cami ‘yi gezdikten sonra1.BURSA EĞİTİM VE KÜLTÜR ŞENLİĞİNE gittik.
Akşam yemeğimizi yedik ve yattık.Ertesi gün bazı yerleride gezdikten sonra İstanbul’a döndük.Ve Mersin’im,ze geldik.

Yazan:Beyza Göktaş

GALATASARAY-FENERBAHÇE MAÇI


Ailemle birlikte Galatasaray Fenerbahçe maçını izlemek için İstanbul gittim ve orada yaşadıklarımı bloğumuzla paylaşmak istiyorum. maça gideceğim için çok mutluydum. Pazar günü oldu. Babam bizi saat 5 de kaldırdı ama uçak saat 7,15 de kalkacaktı. 30dk annemle vedalaştık konuştuk.. Bir transporter geldi ve o araca 12 kişi sığdık. Yaklaşık 1saatte Adana’ya vardık. Adana danda bize 5 kişi daha katıldı. 45 dk sonra uçağa bindik. Uçakta genellikle cimbomlular vardı. Abi bana sarı diye bağırıyordu bende kırmızı diye tüm uçak coşmuştuk. İstanbul Sabiha Gökçen havalimanına indik. Havaalanında bizi kötü bir sürpriz bekliyordu. kuzenim Mehmet’ çantasını uçakta unutmuş. Amcamda kızdı. babam bir arkadaşına bize otobüs ayarlamasını söylemiş.O otobüs bizi Havalimanının önünde bekliyordu otobüse rahatça sığdık.Önce Sahile indik kahvaltı yaptık. Abi bize Kadıköy’ü, ve Mecidiye köyü gezdirdi.Saat 3 oldu. Hemen stada yol aldık. Stada vardığımızda saat 3,30 du. Amcamları Samanyolu, Kanal 7, lig tv çekmiş. Biz babamla forma almaya gittiğimiz için televizyona çıkamadık.Formamın arkasına da ismimi yazdırdım. Stada girdik saat 4’tü 2 saat maçın başlamasını bekledik ve nihayet maç başladı. Ama yanımızdaki ultraslanlılar hep argo kelime kullanıyorlardı. Maçın 23. Dakikasında Dos santosun gol pozisyonunda top milim farkla dışarı çıktı ama biz gol sandık. Yağmur yağdı yağmurluk aldık giydik 5 dk sonra geri durdu. 30 dk sonra geri başladı geri giydik. Ama bu sefer çok aşırı yağıyordu. Kuzenim Mehmet diyordu ki baba çıkalım her tarafım ıslandı. 5 dk sonra yağmur bitince maçta bitti. 2. Yarı başladı ama 70. Dakikada Fenerbahçe bir atağında Selçuk 38 metre ileriden golü attı. Hata kalecinindi. Ve bizim atağımızda rakip kaleci Volkan topu tuttu ve hakem bitiş düdüğünü çaldı biz üzgün halde sahadan çıktık. Aramızda 3 tane Fenerbahçeli vardı onlar Samiyen’den çıkana kadar Fener diye bağıramadılar. Çıktık Samiyen’den Kadıköy’e geçtik ve fenerlilere katıldılar babamda hemen şoför abiye sür dedi Fenerlilerde hemen otobüse bindiler. Herkes yattı ve abi bizi kafasına göre gezdirdi. Taksim’e gittik ve yemek yedik.Uykusu gelenler arabada kaldı. Sonra galata kulesine gittik saat gece 4’tü.Kız kulesine gittik. İçecekler içtik hepimiz kalecinin hatasını konuşuyorduk. Sonra havaalanına gittik internetten aldığımız yazıyı verdik bize biletleri verdik ve uçak kapısına geçtik saat 7 oldu ve uçak rotor yaptı 7,50 de geldi bizde 50 dk kafalarımız önde yattık. Ve uçağa götürecek Arabaya binip uçağa gittik. Uçakta hostes ablayla arkadaş oldum. Ben uçağın en önü boştu oraya oturdum tektim. Sonra hostes abla geldi oturdu konuştuk ve uçak iniyordu ama ben sakız almayı unutmuşum ve kulağım çok ağrıdı. Pazartesi saat 11 de Mersin’e vardık ve yemek yedik. Öğlen saat 2,30 da yattım Salı sabah saat 7,30 da kalktım. Okula gittim hocam bana geçmiş olsun mor menekşem dedi çünkü okul formamın altında GS formam vardı o da mor idi. İstanbul’u anlattım ve özlediğim derslere geri döndüm.
Yazan: Hayrettin ORGUN