Evvel zaman içinde diye başlayan bir hikaye bizimkisi...
Belki bugüne belkide geleceğe yazılmış yazılar bu sayfadaki...



19 Nisan 2010 Pazartesi

DÜŞÇİZGİSİ TASARIM YARIŞMASI VE ANKARA SERÜVENİMİZ






Bu gün Perşembe. Ankara’ da düş çizgisi yarışmasında yaşadıklarımı sizinle paylaşmak istiyorum. Cuma günü okulda çok heyecanlıydım. Düşçizgisi yarışmasına gideceğimi bilen öğretmenler beni kutladılar. Son dersten bir önceki teneffüs arkadaşlarımla vedalaştım. Cuma günü gece saa12.00’da Mersin’den Ankara’ya yola çıktık. Yolda ‘’Ağaçlı ‘’ dinlenme tesislerinde yarım saat boyunca dinlendik. Yol yedi saat sürdü. Otogarda bir servis gelip bizi ANKAMALL alışveriş merkezine götürdü. Oraya varınca iki kat yukarı çıktık. Sonra stantlarımıza gittik. Stantlarda afişlerimizi asıp tüm düzenlemeleri yaptıktan sonra kahvaltı yapmaya çıktık. Kahvaltımızı güzelce yaptıktan sonra tekrar aşağıya indik. Komşu olduğumuz stantta İzmir’den ‘’Yamanlar Koleji’’ ‘nden gelen öğrenciler vardı. Gelenler bizim projemizi çok beğendiler. Jüri üyeleri belki ilkönce ilköğretim kategorisinden başlar diye dağıtmak için cezeryemizi çıkartmıştık. Öbür tarafımızdaki komşularımız ise Kenyalılardı. Cezeryeyi çıkardıktan sonra yamanlar kolejine ve Kenyalılara ikram ettik. Bazen öğrenciler gelip araştırma yapmak için tasarımımı anlatmamı istiyorlardı. Saat 12,00’de yemek fişlerimizi dağıttılar. Saat bir civarlarında yemeğe çıktık. Yemeğimizi yedikten sonra tekrar stantlarımıza geçip, gelen insanlara projemizi anlatmaya devam ettik. Gelen insanlara okulumuzun bloknotlarından ve çay tabağı altlıklarından hediye ettik. Akşam 20,00’de ise akşam yemeği yedik. O gece ‘’Ahmet Ulusoy Lisesi Yurdu’’ ‘nda kalacaktık. Saat 20,30’da Ahmet Ulusoy Yurduna doğru yola çıktık. Yurda vardığımızda saat 21,00 civarlarıydı. Oda arkadaşım Maldiv Adaları’ndan gelen bir çocuktu. Ben oraya varınca çok yorgun olduğum için erkenden yattım. Sabah kalkınca Ali Hocam ile aşağıya inip kahvaltı yaptık. Kahvaltımızı bitirdikten sonra yine bir servis gelip bizi aldı ve ANKAMALL alışveriş merkezine götürdü. Orada stantlarımızı hazırlayıp jürilerin gelmesini bekledik. Çok heyecanlıydım. Heyecandan neredeyse anlatacaklarımı unutacaktım. Jürilerin bize gelmesine birkaç proje kala yanımıza bir ağabey geldi. Çevirmen olduğunu söyleyip, jüriye projemi nasıl anlatacaksam kendisine de öyle anlatmamı istedi.Ağabeyde projemi çok beğendi.Jürinin gelmesine de çok az kalmıştı.Çok heyecanlıydım.Birkaç dakika sonra jüri geldi.Önce jüriye projemi niçin tasarladığımı anlattım sonrada sırasıyla projemi anlattım.En sonunda anlatmam bitince tüm jürilere okulumuzun bardağından hediye ettim ve cezerye ikram ettim.O gün son gün olduğu için tüm eşyalarımızı toplamak zorundaydık.Tüm eşyalar çok ağırdı ve Mersin’e dönerken bir hediye almaya karar verdik ama hediye bulamadık. O gece ise Ali Hoca’nın eşi (Esma Hoca)’nın ağabeyinde kalacaktık. ANKAMALL’ dan çıktıktan sonra gideceğimiz yere metro ile gitmemiz gerekiyordu.Ve metro maceramız çok eğlenceliydi.Metroya binip Esma Hoca’nın ağabeyinin evine vardık. Orada yemek yiyip çay içtikten sonra hemen yattım. Sabah erkenden kalktık ve üzerimizi değiştirdik. Sonra birlikte kahvaltı yaptık. Esma Hoca’nın ağabeysinin arabasıyla MEB Şura salonuna gitmeye başladık. Ama Şura salonunun nerede olduğunu bilmediğimiz için yoldan geçenlere sorduk. Şura salonuna vardığımızda çok güzel bir bina olduğunu gördük. Şura salonuna girdikten sonra oturacak bir yer aramaya başladık. Oturacak yer bulduktan sonrada sunucuyu dinlemeye başladık. İlk önce sırasıyla jüri üyeleri konuşma yapmaya başladı. Jürilerin konuşması bittikten sonra Troya Sanat Kulübü’ nün gösterileri oldu. Gösterilerde bittikten sonra ödül törenine geçildi. İlk başta jüri özel ödülü alanlar çağrılmaya başlandı. Orada kendi adımı duyunca çok mutlu oldum ve heyecanlandım. Oraya çıktıktan sonra plaketimi ve madalyamı verdiler. Sonra sırasıyla beşinci, dördüncü ve diğerlerini çağırdılar. Ödül töreni bittikten sonra bakanla fotoğraf çektirdik. Tüm konuşmalar bittikten sonra da Esma Hoca’nın ağabeysinin evine gittik. Saat 17,00’ da ise otobüsümüz, otogardan kalkacaktı. Saat 5,00’e kadar Esma Hocanın ağabeysinde kaldık. Saat 17,00’e yaklaşınca otogara gitmek için yola çıktık. Aslında biraz geç kalmıştık. Otogara vardığımızda sekiz numaralı peronun nerede olduğunu sorduk. Meğerse çok daha ilerdeymiş. Hemen arabadan aşağıya indik. Biz perona yürüyecektik. Ama sonra arabaya binmeye karar verdik. Otobüse zar zor yetişmiştik. Hemen otobüse binip Mersin’ e doğru yola çıktık. İki gün boyunca biraz uykusuz biraz yorgun geçti günlerimiz ama aldığımız ödül ve yaşadığımız güzel anlar bize bunları unutturmuştu… Ha bu arada şimdiden seneye katılabilmek için projemi düşünmeye başladım bile…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder