Evvel zaman içinde diye başlayan bir hikaye bizimkisi...
Belki bugüne belkide geleceğe yazılmış yazılar bu sayfadaki...



23 Haziran 2010 Çarşamba

hayrettin'i makamında ziyaret


bugün daha önceden hayrettin in babasına olan ziyaret sözünü gerçekleştirmek için hayrettinleri dükkanlarında ziyaret ettim.Tabi hayrettin benim geleceğimi bildiği için sabahtan itibaren beni beklemeye başlamış.Hayrettin in günleri canlı geçiyor tabi.Ata ile forumda gezmeler öğretmenevinde ata ile yüzme sensları ve forklift ile babasının işlerine yardım etmeler.Anlayacağınız hayrettin in tatili dolu dolu geçiyor.Bu ziyaretin anısına çektiğimiz fotoğrafı yan tarafa ekledik.hepinize iyi tatiller.

11 Mayıs 2010 Salı

İstanbul-Bursa Gezisi

İstanbul-Bursa Gezisi
8 Nisan Perşembe günü babam beni okuldan aldı ve eve götürdü. O gün İstanbul-Bursa gezisine gideceğimizi biliyordum ve hemen hazırlanıp evden çıktım. Derneğe gelen otobüsle beraber Adana Hava Limanına gittik. Hazırlıklarımızı hazırladıktan sonra uçağa bindik. Bir saat on beş dakika süren yolculuktan sonra İstanbul Sabiha Gökçen Hava Limanına indik. Oradan yemek yemeye gittik. Saat baya ilerlemişti. Daha sonra kalacağımız yere gittik. Herkes uykuya çekildi. Sabah beş gibi hepimiz kalktık ve Eyüp Sultan Cami’nde sabah namazına gittik. Orada imamla beraber namazımızı kıldıktan sonra Halit Paşa Konağında kahvaltımızı yaptık. Oradan Eyüp Sultan Hazretlerini ve çevresindeki -Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa ve onun gibi birçok önemli zatların türbesini ziyaret ettik. Daha sonra bir mezarlığa gittik. Orada Yasemin Öğretmenin kabrine gittik. Yasemin öğretmen FEM Dershanelerinde çalışan, öğrencilerine düşkün bir öğretmendir. Yasemin öğretmen kanser hastalığına yakalanarak uzun süren bir tedaviden sonra 24 yaşında hayatını kaybetmiştir. Yasemin öğretmenden sonra oradaki birçok kişiyi de ziyaret ettikten sonra Bursa’ya geçtik. Bursa’ya da geç vakitlerde vardığımız için yemeğimizi yedik ve yattık. Sabah kalkınca Emir Sultan caminde sabah namazını kıldık. Daha sonra Yeşil Konakta kahvaltımızı yaptık. Ve Rehberimizle Ulu cami’inde buluştuk. O bize camiyle alakalı gezdirdi. Biraz size ulu cami’ den bahsetmek istiyorum. Ulu cami’yi Yıldırım Beyazıt yaptırmıştır. 20 tane minaresi olan ulu cami’nin duvarlarında süslenilmiş şekilde yazılar vardır. Bu yazılar bir çok mesaj bırakmıştır. Daha sonra ilgimizi en çok çeken Şadırvan’a getirdi. Bu Şadırvan YILDIRIM BEYAZIT,cami’yi yapacakları zaman belirledikleri yerlerde yaşayan insanlardan yapmak için izin almışlardır ama bir teyze buna izin vermemiştir. bir süre sonra teyze vefat etmiştir.cami yapımı başladığında teyzenin oturduğu araziyi namaz kılmaya layık görmedikleri için Şadırvan yapmışlar.
Bunun gibi bir çok cami ‘yi gezdikten sonra1.BURSA EĞİTİM VE KÜLTÜR ŞENLİĞİNE gittik.
Akşam yemeğimizi yedik ve yattık.Ertesi gün bazı yerleride gezdikten sonra İstanbul’a döndük.Ve Mersin’im,ze geldik.

Yazan:Beyza Göktaş

GALATASARAY-FENERBAHÇE MAÇI


Ailemle birlikte Galatasaray Fenerbahçe maçını izlemek için İstanbul gittim ve orada yaşadıklarımı bloğumuzla paylaşmak istiyorum. maça gideceğim için çok mutluydum. Pazar günü oldu. Babam bizi saat 5 de kaldırdı ama uçak saat 7,15 de kalkacaktı. 30dk annemle vedalaştık konuştuk.. Bir transporter geldi ve o araca 12 kişi sığdık. Yaklaşık 1saatte Adana’ya vardık. Adana danda bize 5 kişi daha katıldı. 45 dk sonra uçağa bindik. Uçakta genellikle cimbomlular vardı. Abi bana sarı diye bağırıyordu bende kırmızı diye tüm uçak coşmuştuk. İstanbul Sabiha Gökçen havalimanına indik. Havaalanında bizi kötü bir sürpriz bekliyordu. kuzenim Mehmet’ çantasını uçakta unutmuş. Amcamda kızdı. babam bir arkadaşına bize otobüs ayarlamasını söylemiş.O otobüs bizi Havalimanının önünde bekliyordu otobüse rahatça sığdık.Önce Sahile indik kahvaltı yaptık. Abi bize Kadıköy’ü, ve Mecidiye köyü gezdirdi.Saat 3 oldu. Hemen stada yol aldık. Stada vardığımızda saat 3,30 du. Amcamları Samanyolu, Kanal 7, lig tv çekmiş. Biz babamla forma almaya gittiğimiz için televizyona çıkamadık.Formamın arkasına da ismimi yazdırdım. Stada girdik saat 4’tü 2 saat maçın başlamasını bekledik ve nihayet maç başladı. Ama yanımızdaki ultraslanlılar hep argo kelime kullanıyorlardı. Maçın 23. Dakikasında Dos santosun gol pozisyonunda top milim farkla dışarı çıktı ama biz gol sandık. Yağmur yağdı yağmurluk aldık giydik 5 dk sonra geri durdu. 30 dk sonra geri başladı geri giydik. Ama bu sefer çok aşırı yağıyordu. Kuzenim Mehmet diyordu ki baba çıkalım her tarafım ıslandı. 5 dk sonra yağmur bitince maçta bitti. 2. Yarı başladı ama 70. Dakikada Fenerbahçe bir atağında Selçuk 38 metre ileriden golü attı. Hata kalecinindi. Ve bizim atağımızda rakip kaleci Volkan topu tuttu ve hakem bitiş düdüğünü çaldı biz üzgün halde sahadan çıktık. Aramızda 3 tane Fenerbahçeli vardı onlar Samiyen’den çıkana kadar Fener diye bağıramadılar. Çıktık Samiyen’den Kadıköy’e geçtik ve fenerlilere katıldılar babamda hemen şoför abiye sür dedi Fenerlilerde hemen otobüse bindiler. Herkes yattı ve abi bizi kafasına göre gezdirdi. Taksim’e gittik ve yemek yedik.Uykusu gelenler arabada kaldı. Sonra galata kulesine gittik saat gece 4’tü.Kız kulesine gittik. İçecekler içtik hepimiz kalecinin hatasını konuşuyorduk. Sonra havaalanına gittik internetten aldığımız yazıyı verdik bize biletleri verdik ve uçak kapısına geçtik saat 7 oldu ve uçak rotor yaptı 7,50 de geldi bizde 50 dk kafalarımız önde yattık. Ve uçağa götürecek Arabaya binip uçağa gittik. Uçakta hostes ablayla arkadaş oldum. Ben uçağın en önü boştu oraya oturdum tektim. Sonra hostes abla geldi oturdu konuştuk ve uçak iniyordu ama ben sakız almayı unutmuşum ve kulağım çok ağrıdı. Pazartesi saat 11 de Mersin’e vardık ve yemek yedik. Öğlen saat 2,30 da yattım Salı sabah saat 7,30 da kalktım. Okula gittim hocam bana geçmiş olsun mor menekşem dedi çünkü okul formamın altında GS formam vardı o da mor idi. İstanbul’u anlattım ve özlediğim derslere geri döndüm.
Yazan: Hayrettin ORGUN

23 Nisan 2010 Cuma

22 NİSAN HAFTASONU ÖDEVİ

TÜRKÇE KİT:"KOCA DEV İLE PERİ KIZI" METNİ ETKİNLİKLERİYLE YAPILACAK.
SOSYAL ÇK: 68-69-70-71 YAPILACAK.
SOSYAL DERS K:"YASALAR" KONUSU ÖZET ÇIKARILACAK.
MATEMATİK OLİMPİYATINA HAZIRLIK İÇİN HAFTASONU MATEMATİK SORU SAYISI ARTIRILACAK.
300 MATEMATİK SORUSU(4 PUAN)

BU HAFTA YAZILI HAFTASI

PAZT:FEN YAZILISI(4-5 VE 6.ÜNİTE)
SALI:MATEMATİK YAZILISI(1.KİTAP 179 DAN 2.KİTAP 55 E KADAR)
ÇARŞ:TÜRKÇE YAZILISI(2.KİTAP)
PERŞ:SOSYAL YAZILISI(4-5 VE 6.ÜNİTE)

20 Nisan 2010 Salı

REKORLAR KİTABINA BİZDE GİRDİK




Mersin Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ve NT Mağazaları tarafından düzenlenen "Türkiye Okuyor Mersin Okuyor" etkinlikleri kapsamında kitap okuma rekoru için kırmak için öğrenciler velileri ile birlikte Tevfik Sırrı Gür stadına geldi.Öğrencilere girişte noter görevlileri tarafından sayılarının belirlenmesi için fişler verildi. Vali Aksoy'un konuşmasının ardından Mersin 9. Noteri Yavuz Savaş rekor denemesi için görevlilerden kapıların kapatılması isteyerek herkesin oturduğu yerden yanındakinin duyabileceği şekilde kitap okunması istedi.Daha sonra ise Mersin Valisi Hüseyin Aksoy katılımcılara teşekkür etti.Katılımcılar kendilerine dağıtılan kitaplarla yarım saatlik bir okuma gerçekleştirdikten sonra stattan ayrıldı.
ve bu rekor denemsinde bizde oradaydık.ogün yapmamız gereken kitap okuma saatini orada gerçekleştirdik.Sıcakta biraz zor oldu ama olsun,bizde rekorlar kitabına girdikya...

19 Nisan 2010 Pazartesi

DÜŞÇİZGİSİ TASARIM YARIŞMASI VE ANKARA SERÜVENİMİZ






Bu gün Perşembe. Ankara’ da düş çizgisi yarışmasında yaşadıklarımı sizinle paylaşmak istiyorum. Cuma günü okulda çok heyecanlıydım. Düşçizgisi yarışmasına gideceğimi bilen öğretmenler beni kutladılar. Son dersten bir önceki teneffüs arkadaşlarımla vedalaştım. Cuma günü gece saa12.00’da Mersin’den Ankara’ya yola çıktık. Yolda ‘’Ağaçlı ‘’ dinlenme tesislerinde yarım saat boyunca dinlendik. Yol yedi saat sürdü. Otogarda bir servis gelip bizi ANKAMALL alışveriş merkezine götürdü. Oraya varınca iki kat yukarı çıktık. Sonra stantlarımıza gittik. Stantlarda afişlerimizi asıp tüm düzenlemeleri yaptıktan sonra kahvaltı yapmaya çıktık. Kahvaltımızı güzelce yaptıktan sonra tekrar aşağıya indik. Komşu olduğumuz stantta İzmir’den ‘’Yamanlar Koleji’’ ‘nden gelen öğrenciler vardı. Gelenler bizim projemizi çok beğendiler. Jüri üyeleri belki ilkönce ilköğretim kategorisinden başlar diye dağıtmak için cezeryemizi çıkartmıştık. Öbür tarafımızdaki komşularımız ise Kenyalılardı. Cezeryeyi çıkardıktan sonra yamanlar kolejine ve Kenyalılara ikram ettik. Bazen öğrenciler gelip araştırma yapmak için tasarımımı anlatmamı istiyorlardı. Saat 12,00’de yemek fişlerimizi dağıttılar. Saat bir civarlarında yemeğe çıktık. Yemeğimizi yedikten sonra tekrar stantlarımıza geçip, gelen insanlara projemizi anlatmaya devam ettik. Gelen insanlara okulumuzun bloknotlarından ve çay tabağı altlıklarından hediye ettik. Akşam 20,00’de ise akşam yemeği yedik. O gece ‘’Ahmet Ulusoy Lisesi Yurdu’’ ‘nda kalacaktık. Saat 20,30’da Ahmet Ulusoy Yurduna doğru yola çıktık. Yurda vardığımızda saat 21,00 civarlarıydı. Oda arkadaşım Maldiv Adaları’ndan gelen bir çocuktu. Ben oraya varınca çok yorgun olduğum için erkenden yattım. Sabah kalkınca Ali Hocam ile aşağıya inip kahvaltı yaptık. Kahvaltımızı bitirdikten sonra yine bir servis gelip bizi aldı ve ANKAMALL alışveriş merkezine götürdü. Orada stantlarımızı hazırlayıp jürilerin gelmesini bekledik. Çok heyecanlıydım. Heyecandan neredeyse anlatacaklarımı unutacaktım. Jürilerin bize gelmesine birkaç proje kala yanımıza bir ağabey geldi. Çevirmen olduğunu söyleyip, jüriye projemi nasıl anlatacaksam kendisine de öyle anlatmamı istedi.Ağabeyde projemi çok beğendi.Jürinin gelmesine de çok az kalmıştı.Çok heyecanlıydım.Birkaç dakika sonra jüri geldi.Önce jüriye projemi niçin tasarladığımı anlattım sonrada sırasıyla projemi anlattım.En sonunda anlatmam bitince tüm jürilere okulumuzun bardağından hediye ettim ve cezerye ikram ettim.O gün son gün olduğu için tüm eşyalarımızı toplamak zorundaydık.Tüm eşyalar çok ağırdı ve Mersin’e dönerken bir hediye almaya karar verdik ama hediye bulamadık. O gece ise Ali Hoca’nın eşi (Esma Hoca)’nın ağabeyinde kalacaktık. ANKAMALL’ dan çıktıktan sonra gideceğimiz yere metro ile gitmemiz gerekiyordu.Ve metro maceramız çok eğlenceliydi.Metroya binip Esma Hoca’nın ağabeyinin evine vardık. Orada yemek yiyip çay içtikten sonra hemen yattım. Sabah erkenden kalktık ve üzerimizi değiştirdik. Sonra birlikte kahvaltı yaptık. Esma Hoca’nın ağabeysinin arabasıyla MEB Şura salonuna gitmeye başladık. Ama Şura salonunun nerede olduğunu bilmediğimiz için yoldan geçenlere sorduk. Şura salonuna vardığımızda çok güzel bir bina olduğunu gördük. Şura salonuna girdikten sonra oturacak bir yer aramaya başladık. Oturacak yer bulduktan sonrada sunucuyu dinlemeye başladık. İlk önce sırasıyla jüri üyeleri konuşma yapmaya başladı. Jürilerin konuşması bittikten sonra Troya Sanat Kulübü’ nün gösterileri oldu. Gösterilerde bittikten sonra ödül törenine geçildi. İlk başta jüri özel ödülü alanlar çağrılmaya başlandı. Orada kendi adımı duyunca çok mutlu oldum ve heyecanlandım. Oraya çıktıktan sonra plaketimi ve madalyamı verdiler. Sonra sırasıyla beşinci, dördüncü ve diğerlerini çağırdılar. Ödül töreni bittikten sonra bakanla fotoğraf çektirdik. Tüm konuşmalar bittikten sonra da Esma Hoca’nın ağabeysinin evine gittik. Saat 17,00’ da ise otobüsümüz, otogardan kalkacaktı. Saat 5,00’e kadar Esma Hocanın ağabeysinde kaldık. Saat 17,00’e yaklaşınca otogara gitmek için yola çıktık. Aslında biraz geç kalmıştık. Otogara vardığımızda sekiz numaralı peronun nerede olduğunu sorduk. Meğerse çok daha ilerdeymiş. Hemen arabadan aşağıya indik. Biz perona yürüyecektik. Ama sonra arabaya binmeye karar verdik. Otobüse zar zor yetişmiştik. Hemen otobüse binip Mersin’ e doğru yola çıktık. İki gün boyunca biraz uykusuz biraz yorgun geçti günlerimiz ama aldığımız ödül ve yaşadığımız güzel anlar bize bunları unutturmuştu… Ha bu arada şimdiden seneye katılabilmek için projemi düşünmeye başladım bile…

12 Nisan 2010 Pazartesi

DÜŞ ÇİZGİSİ JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ






ŞUAN DÜŞ ÇİZGİSİ ÖDÜL TÖRENİNDEN YENİ ÇIKTIK VE DUYGULARIMIZI SICAĞI SICAĞINA BLOĞUMUZ İLE PAYLAŞALIM İSTEDİK.ULUSLAR ARASI DÜZENLENEN DÜŞ ÇİZGİSİ PROJE VE TASSARIM YARIRIŞMASI 56OO PROJENİN DEĞERLENDİRİLDİĞİ BİR YARIŞMA.AHMET KEMAL ÖĞRENCİMİZ ÖNCELİKLE 5600 PROJE İÇİNDE FİNALE KALARAK PROJESİNİ ANKARADA SERGİLEME FIRSATINI YAKALADI.ANKARA DA SERGİLENEN PROJEMİZ SERGİYİ GEZENLER TARAFINDAN ÇOK BEĞENİLDİ.YURDIŞINDAN GELEN JÜRİ TARAFINDAN DA PROJEMİZ ÇOK BEĞENİLDİ VE ÖZEL OLARAK İLTİFATLARDA BULUNDULAR.JURİ DÜNYANIN ÇEŞİTLİ ÜNİVERSİTELERİNDEN GELEN TAMAMI PROF. LERDEN OLUŞAN BİR ÇOĞUDA DÜNYANIN BÜYÜK FİRMALARININ TASARIM DANIŞMANLIĞINI YAPAN ÇOK SAYGIDEĞER VE TASARIMIN DÜNYADAKİ ÖNEMLİ İNSANLARI.MEB ŞURA SALONUNDA YAPILAN VE SANAYİBAKANI VE BİRÇOK MİLLETVEKİLİNİN KATILDIĞI TÖRENDE ÖDÜL ALANLAR AÇIKLANMAYA BAŞLAYINCA ÇOK HEYECANLANDIK.JÜRİ TARAFINDAN EN SEVİLEN VE ÖZEL ÖDÜLA ALMAYA HAK KAZANAN PROJEYİ AÇIKLIYORUZ CÜMLESİYLE AHMET KEMALİN VİDEOSUNUN GÖRÜNTÜLENMESİ BAŞLAYINCA MÜTHİŞ BİR SEVİNÇ YAŞADIK.AHMET KEMAL ÖDÜLÜNÜ ALMAYA ÇIKINCA ÇOK HEYECANLI GÖRÜNÜYORDU.JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ OLARAK MADALYA, PLAKET,ÖZEL BELGE VE 500 TL ÖDÜL KENDİSİNE VERİLDİ.BİR ÇOK KANAL TARAFINDAN GÖRÜNTÜLERİMİZ ÇEKİLDİ.VE BİZDE ŞUAN BİLGİSAYAR KRŞISINDA KISA DUYGULARIMIZI YAZIYORUZ... MERSİNDE GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE...

9 Nisan 2010 Cuma

9 nisan haftasonu ödevleri


MAT DERS K:140-141-142-143-144-145

MAT ÇK:100-101-102-103-105

MAT ZAMBAK:34-35

TÜRKÇE ZAMBAK: "ANNELER BAHARDIR" KONUSUNUN KALAN ETKİNLİKLERİ TAMAMLANACAK.TESTİ ÇÖZÜLECEK...

TÜRKÇE DERS K: "AKIL AYDINLIĞINDA" KONUSU ETKİNLİKLERİYLE YAPILACAK.

TÜRKÇE DERS K:75-76 VE 77 DEKİ DEĞERLENDİRME YAPILACAK

HAFTASONU KİTABI TAMAMLANACAK.

HAFTASONU SORU HEDEFİ:300(2 PUAN)

2 Nisan 2010 Cuma

DÜŞ ÇİZGİSİ YARIŞMASI


Sınıfımız Öğrencilerinden AHMET KEMAL GÜREL uluslararası DÜŞ ÇİZGİSİ tasarım yarışmasında katıldığı TAKÇEK(SEYYAR TEKERLEK)projesiyle finale kalmıştır.Projesini 10,11 nisan tarihlerinde ankara da sergileyecektir.Kendisine sınıf olarak başarılar diliyoruz. Arkadaşımızın dereceye girmesi umuduyla...



30 Mart 2010 Salı

KÜRŞAD TÜZMEN OKULUMUZU ZİYARET ETTİ.




Eski Devlet Bakanı ve AK Parti Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen, öğrencilere kendilerini kullandırmamaları için çok çalışmaları tavsiyesinde bulundu. Tüzmen, Mersin'de faaliyet gösteren Özel Yıldırımhan Eğitim Kurumları'nı ziyaret etti. Tüzmen'i okul girişinde Yenişehir Kaymakamı Eyüp Sabri Kartal ile Genel Müdür Ümit Murat Tunç ve Yıldırımhan Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Elçiçeği karşıladı. Okulu gezerek yetkililerden bilgi alan Tüzmen, akıllı tahta ile anlatılan dersi dinleyerek öğrencilerle sohbet etti. Tüzmen, daha sonra öğrenciler tarafından hazırlanan halk oyunları gösterisini izleyip çeşitli branşlarda Türkiye ve Mersin dereceleri elde eden sporcu öğrencilerle tek tek ilgilendi. Okulun basketbol takımında yer alan öğrenciler ise Tüzmen'e sürpriz yaparak üzerinde ismi yazılı forma hediye edip fotoğraf çektirdi. Çeşitli müzik aletleri ile çalınan parçaları dinleyen Tüzmen, Yenişiher Kaymakamı Eyüp Sabri Kartal ile kısa bir badminton maçı yapmayı da ihmal etmedi. Tüzmen, yaptığı konuşmada, Mersin'e güzel bir okul kazandırıldığından duyduğu memnuniyeti dile getirerek yetkililere teşekkür etti. Yıldırımhan Eğitim Kurumları'nın mimarisi, alt yapısı ve üst yapısı ile örnek bir okul olduğunu ifade eden Tüzmen, içini dolaştığı zaman büyük keyif aldığı böyle okullarda okuyamamaktan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Öğretmenleri tarafından birçok branşta Türkiye ve dünya birincileri olarak yetişen öğrencilerin çok şanslı olduğunu kaydeden Tüzmen, "Sadece eğitimle değil, sporda da aynı başarıları göstermeniz çok güzel. Sizler tarihini şerefle yazmış milletin çocuklarısınız. Bu dağlarda gezeceksiniz, vatana, millete, bayrağa ve Türk Milleti'ne göz dikeni ezeceksiniz. Bunun için çok çalışmamız lazım. En iyisini en güzelini yapmamız lazım." diye konuştu.Yıldırımhan Eğitim Kurumları gibi Türkiye'de olduğu gibi dünyanın çeşitli ülkelerinden açılan Türk okullarını da gezme fırsatı bulduğunu, açılışlarına katıldığını aktaran Tüzmen "Bu okulların Türkiye'deki ve dünyadaki eğitim ve öğrenci standardını ne hale getirdiklerinin bizzat şahidiyim." dedi.Son günlerde gündeme gelen sözde Ermeni soykırımı iddialarına sert tepki gösteren Tüzmen, kahramanlık destanı yazan bir milletin asla zulüm yapamayacağını vurguladı."Bu millet 1915'te Çanakkale'de kahramanlık destanı yazarken doğuda soykırım yapabilir mi? diye soran Tüzmen, "Bunu tarihçilere bırakmak en doğrusudur. Biz tarihimiz boyunca Türk Milleti olarak zulme karşı olmuşuz. Nerde zulüm, nerde haksızlık varsa ona karşı savaşmışızdır. Mücadele etmişizdir. Savaşta ölen de olur yaralanan da. Ülkesini, vatanını, toprağını feda eden insanlar şehitte olur hepsi olur. O taraftan da olur bu taraftan da. Onları tarihe bırakmak lazım. Ama bir hiçbir zaman sözde soykırım suçlarıyla suçlanacak bir millet değiliz." şeklinde konuştu.Nasıl Araplar Osmanlı'ya karşı kandırılıp ayaklandırıldıysa Millet-i Sadıka denilen Ermenilerin de Türk milletine karşı kullandırıldığını ifade eden Tüzmen, öğrencilere, "Kullandırma ayaklarına düşmemeniz için çok çalışmanız lazım. Tarihinizi iyi okuyun. Dininizi iyi öğrenmeniz lazım ki kimse size dışardan din adına başka şeyleri dayatamasın. Bunları iyi öğrenirseniz bu ülkeye vatana millete faydalı insanlar haline gelirsiniz." tavsiyesinde bulundu.
BU YAZI CİHAN HABER AJANSINDAN ALINTIDIR.

26 Mart 2010 Cuma

26 MART HAFTASONU ÖDEVİ




  • KÜP,KARE PRİZMA,DİKDÖRTGEN PRİZMA VE ÜÇGEN PRİZMA OLUŞTURULACAK.
  • MAT ÇK:93-94-95-96-97-98 YAPILACAK.

  • TÜRKÇE ZAMBAK EBRU KONUSU ETKİNLİKLERİ BİRLİKTE YAPILACAK.

  • SOSYAL ZAMBAK:170-171-172 YAPILACAK.

  • TÜRKÇE DERS KİTABI HABERLEŞME KONUSU ETKİNLİKLERİYLE YAPILACAK.

19 Mart 2010 Cuma

19 MART HAFTA SONU ÖDEVLERİ



  • Fen Zambak:54-55-56-57-58 okunacak ve özet çıkarılacak.

  • Kağıt üzerinde bitkinin kısımlarının gösterildiği bir afiş hazırlanacak.

  • KDS sınavı yanlış analizi yapılacak.

  • Mat Ders kit:119-120-121-122-124-125-126-127-128yapılacak.

  • Mat Ders kit:123. sayfadaki origami yapılacak (not verilecek).

  • Mat Çk:81-82-83-84-85-86-88-89-90-91-92 yapılacak.

  • Sosyal Zambak:157-158-159-160 yapılacak.

  • Son işlenen konular ile ilgili zambak test kitabı ve Coşku testlerinden çözmeyi unutma!!

18 Mart 2010 Perşembe

BUGÜN 18 MART BİR DESTANIN YAZILDIĞI TARİH

Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy

BAHAR YÜRÜYÜŞÜ



Sabah uyandığımızda pazar gününe varmıştık bile yarın okula gideceğimizi bildiğimiz için bu günün çok güzel bir gün olacağını biliyorduk. Okulumuz ÖZEL YILDIRIMHAN İLKÖĞRETİM OKULU uzun zamandan beri bir bahar yürüyüşü yapmak istiyordu ve bu yürüyüşü bu gün yapacaktık saat 13:00’e yaklaşıyordu hemen üstümüzü giyindik kahvaltı yaptık ve babamla okula doğru gitmeye başladık o kadar heyecanlıydık ki zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık Bahar yürüyüşü için gelenlerle okulda toplandık bazı arkadaşlarımız sınavlarından dolayı katılamıyordu. Gelen veliler yürüyüş için hazırlardı yanlarında bıçak su, fotoğraf makinesi getirmişlerdi. Süleyman Hocanın elinde bir pankart gördük üzerinde ÖZEL YILDIRIMHAN BAHAR YÜRÜYÜŞÜ yazıyordu. Yolda giderken ilk zorlu yer kayalı bir yokuştan inmekti, orayı geçince sırada bataklığı geçmek vardı. Ve bütün engelleri teker teker geçtik. Bide yolda önümüze iki üç tane köpek çıktı onlara yiyecek verip yürümeye devam ettik sonra önümüze iki kız çıktı. Bir tanesi bize bakar mısınız, siz turist misiniz? dedi ve katıla katıla gülerek yürümeye devam ettik.Çok az kalmıştı. Tabelayı görmüştük arkadaşlarımla ben servisleri ve tabelayı görünce koşa koşa gittik. Vardığımız anda herkes kendini çimenlere attı. FURKAN hocayla ben pankartı alıp taşların arasına diktik. Biraz dinlendikten sonra hemen yemeklerimizi yemek için sıraya girdik. Yemekte köfteli ekmek yanındada ayran vardı. Onu yerken bir yandan sevinçliydim, bir yandan da üzgündüm. Mutluluğumun sebebi yürüyüşü tamamlamaktı. Üzüntümün sebebi ise Ali hocanın ve Arkadaşlarımın gelmemesi idi. Yemeğimizi yerken beklemediğim bir anda sınıf hocamız ALİ Hoca geldi mutlu olmuştum. Süleyman hocamız bize bir süpriz yaptı ve kırlarda oynayacak bir futbol topu getirmişti. Bizde o topu aldık takımlarımızı seçtik ve maç yapmaya başladık maçı benim oynadığım takım kazandı. Sonra bizim hemen yanımızda bir tepe gördük adeta birbirimizle tepeye tırmanmak için yarıştık biz daha yolun yarısındayken Furkan hoca mağaraya varmıştı bile. Tabi birde bunun inişi vardı Furkan hoca çılgınca bir taktik uygulamaya başladı tepeden kayarak inecekti. Furkan hocanın önüne taşlar çıkınca her yeri yanmaya başladı aşağıya inince Fotoğraf çektirip servislere binmeye başladık. Yolda giderken şoför abi bize REDKİD i açtı okula varmaya 2km kalmıştı sonra babamla ben biraz daha yürümeye devam ettik ve okula vardık kimisi servisle eve gitti kimisinin anne babası bekliyordu çok mutluydum hayatımın en güzel günlerinden biriydi Süleyman hocaya ve bu programı düzenleyenlere teşekkür edip evlerimize dağıldık.

Yazan:M.Ceyhan SEZER

17 Mart 2010 Çarşamba

KIYAFET YARDIMI



Yazın erkek arkadaşlarımızla birlikte ihtiyaç sahibi ailelere Ramazan Paketi yardımı yapmıştık. Bunu da daha önce bloğumuza yazmıştık. Yardım dağıtırken 2 ailenin durumu bizleri çok üzmüştü. O ailelere daha nasıl yardım yapabiliriz düşüncesiyle evlerimizde kullanmadığımız kıyafetlerimizi getirmeye karar verdik. Bunun için önce kıyafetlerimizi okula getirdik, sonra getirdiğimiz kıyafetleri güzelce sınıflandırdık ve paketledik. Bir beden eğitimi dersinde ali hocam sınıfımızdan 6 kişi seçti ve bu 6 arkadaşımızla kıyafetleri teslim etmek için yola çıktık. İlk aileye gittik ve kıyafetleri teslim ettik, daha sonra ikinci aileye gittik ve orada aşağıdaki fotoğrafı çektirdik. Oradaki insanların yüzü üzüntülüyken bir anda mutlu oldu. Bu da bizi çok mutlu etti. Sonra sürpriz olarak Ali öğretmenimiz bizi evine götürdü. Orada kızı Semra’yı sevdik ve Semra’yla fotoğraflar çektirdik. Yardımımız bittikten sonra hemen servise binip okulumuza geldik.

Yazan: M.li ARIKAN ve A.Kemal GÜREL



12 Mart 2010 Cuma

12 MART HAFTASONU ÖDEVLERİ

ÖDEVİNİ YAPMAYANA YUKARIDAKİ VİDEODAKİ GİBİ CEZA VERİLECEKTİR!!!!

  • Dur Yolcu şiiri pazartesi gününe ezberlenecek.
  • Türkçe zambak:140,142,143,144,145,146,147,148,149 yapılacak.
  • Sosyal Dk:127,129,132,133 yapılacak.
  • Sosyal Çk:54,55,56,57,58,59,60,61 yapılacak.
  • Fen Çk:92,93,94,95,96 yapılacak.
  • Pazartesi okuma yarışması vardır.
  • Haftaya yazılı haftası Pazartesi:Fen ve Tekn Salı:Matematik Çarşamba:Türkçe Perşembe:Sosyal Bilgiler
  • Fen ve teknoloji yazılısı 3.4.ve 5.üniteden yapılacaktır.
  • Kds haftaya Çarşamba günü yapılacaktır.

GÜL ŞEHİR VE YAZ HİKAYELERİ KİTAP SINAVI SONUÇLARI


GÜL ŞEHİR-YAZ HİKAYELERİ
MEHMET ALİ ARIKAN 100 100
A.KEMAL GÜREL :90 100
ŞÜKRÜYE ÖZDAŞ 80 90
BEYZANUR ÖZER 70 100
KADİR FURKAN KÖROĞLU 90 90
MURAT ŞEN 90 90
ERVANUR GİDRİŞLİOĞLU 80 100
DİLANUR AYDIN 90 100
REYYAN ÜREN 80 90
HAYRETTİN ORGUN 100 80
SERVETNUR YAŞAR 80 100
MELTEM CEBİ 90 100
MUSTAFA ÖZDAŞ 70 70
MEHMET EMİN ETİLER 60 70
ATA GÜNAYDIN 50 100
MEHMET SALİH ARSLAN 50 90
ŞEVVAL TATLI 80 80
BEYZA GÖKTAŞ 50 65
BÜLENT SEVİNDİR 40 40
MEHMET CEYHAN SEZER 50 60
HİLAL BÖKE 30 80
MELİH CİRİT 30 70
BURAK GÜL 40 60
ENES GÖKHAN 30 30

YENİ ÖDÜL SİSTEMİMİZ VE ÖDÜLLERİMİZ

Her hafta okunan kitaplardan yapılan kitap sınavından 100 alanlar 1 puan
Branş takip çizelgesinden 1 haftada (+)almayana 1 puan
Sınıf başkanının günlük belirlediği sınıfta sessiz duran 1 kişi 1 puan
DENEMELERDE ;
Hepsi doğru = 5 puan
1 yanlış = 4 puan
2 yanlış = 3 puan
3 yanlış = 2 puan
4 yanış = 1 puan
Son sınavdaki netini 10 ile üzeri artıran: 5 puan
5 ve üzeri arttıran: 3 puan
1 ile 5 nete kadar netini artıran: 1 puan.
KDS’ LERDE
Hepsi doğru = 4 puan
1 yanlış = 3 puan
2 yanlış = 2 puan
3 yanlış = 1 puan
Son sınavdaki netini 10 ile üzeri artıran : 5 puan
5 ve üzeri arttıran: 3 puan
1 ile 5 nete kadar netini artıran: 1 puan.
YAZILILARDA
90 ve üzeri = 2 puan
85 ve üzeri = 1 puan
1 haftalık değerlendirme sonucu derse katılımı yüksek olan 3 kişiye 1 puan
1 haftalık değerlendirme sonucu İngilizce dersinde katılımı yüksek olan 3 kişiye 1 puan
Aylık yapılan okuma yarışmasında 1. ye (3 puan) 2. ye (2 puan) 3. ye(1 puan)
Gonca sınavında 1.olursak 1 puan


TOPLANAN PUANLARLA CUMA GÜNÜ SON DERSTE AŞAĞIDAKİ HEDİYELERDEN İSTEDİĞİNİ ALABİLİRSİN.

Oyuncak araba: 1 puan
Rozet: 1 puan
Satranç takımı: 2 puan
Defter: 2 puan
Kalem: 2 puan
Bileklik: 2 puan
Uçaklar: 2 puan
Motor: 2 puan
Stiker: 2 puan
Formula 1 arabası: 2 puan
Anahtarlık: 3 puan
Takım bilekliği: 3 puan
Duvar süsü: 3 puan
Elektronik Kedi: 10 puan
Zekâ oyun seti: 5 puan
Öğretmenle birlikte aktivite:20puan

11 Mart 2010 Perşembe

5/A EŞREFPAŞALILARDA

Sabah evden çıkarken çok heyecanlıydım. Çünkü annemin büyüdüğü mahalle olan Eşrefpaşalılar filmine gidecektik.Okula geldiğim anda kantine fırladım.Bazı arkadaşlarım yiyeceklerini kantinden alırken bazıları ise yiyeceklerini evden getirmişti.Kantindeki işimiz biter bitmez arkadaşlarımla servise doğru koşmaya başladık.Servise bindik ve Eşrefpaşa yolculuğumuz başladı. Serviste giderken yolda geçenlere el salladık garip bir şekilde onlarda bize el sallıyordu. Yolculuk bitmişti ve sinemaya varmıştık.Kapılar açılır açılmaz patlamış mısırlarımızı alıp salona gittik.Salonda sadece Yıldırımhan öğrencileri vardı,lambalar kapandı ve film başladı.Bir yandan filmi izliyor bir yandan Hayrettin’ in Mehmet’le kavgasına gülüyorduk.
Filmin konusu; İzmir Eşrefpaşa’dan gelip İstanbul’a yerleşmiş iki dosttun hikayesini anlatıyor.
Dostlardan biri olan Tayyar güç ve iktidar tutkusu ile büyük bir mafya lideri olurken; diğeri ise yani Davut, küçük mahallesinde namusuyla kahvesini işletmektedir.
Tayyar ve Davut’un başından geçen ilginç olaylar ve espriler hepimizi gülmekten kırdı geçirdi.
Filmin yarısında ben,Hayrettin, Ceyhan ve Enes iki ablayla beraber fotoğraf çekildik. Tabii flaş patlayınca birden herkes kafasını bize doğru çevirdi. Ee düşünsenize herkes film izliyorken biz fotoğraf çektiriyoruz.
Film bittiğinde jet hızıyla servislere uçtuk. Hepimiz çok mutluyduk. Okulda hala filmin esprilerini birbirimize yapıyor ve eğleniyorduk.
Yazan: Ata GÜNAYDIN

5 Mart 2010 Cuma

5 MART CUMA HAFTASONU ÖDEVLERİ

  • SOSYAL BİLGİLER DERS KİTABI: BİLİM VE HAYAT KONUSU (116-117-118-119-120-121-122)OKUNACAK ARKADŞLARINA SORMAK İÇİN 4 SORU HAZIRLANACAK.
  • BİR BİLİM İNSANININ HAYATI A-4 KAĞIDINA HAZIRLANACAK.
  • FEN DERS KİTABI: DÜNYA YERİNDE DURAMIYOR,GÜNEŞ İLE DÜNYA,AYIN HAREKETLERİ VE AYIN EVRELERİ KONULARI OKUNACAK VE ÖZET ÇIKARILACAK.
  • DAHA ÖNCEDEN VERİLEN AYIN EVRELERİ ÇİZİMİ PAZARTESİ GETİRİLECEK.
  • FEN ÇALIŞMA KİTABI:86-87-88-89-90-91 SAYFALARI YAPILACAK.
  • CUMA,CUMARTESİ,PAZAR GÜNLERİ GÖKYÜZÜNDE GÖRDÜĞÜN AYIN ŞEKİLLERİNİ DEFTERE ÇİZMEYİ UNUTMA.
  • "O" HARFİ İLE BAŞLAYAN 10 ADET DEYİM(ANLAMIYLA) 10 ADET ATASÖZÜ TÜRKÇE DEFTERİNE YAZILACAK.
  • COŞKU VE ZAMBAK TESTLERİNİ YAPILACAK YERLERİ YAPMAYI UNUTMA!!!

Ödevler çokmuş gibi görünebilir ama yapınca göreceksin sana çok şey kazandıracaklardır. Hafta sonunu planlı geçirirsen hem ödevlerine hem dinlenmeni sağlıyacak faaliyetlerine yeterince zaman kalacaktır.Bunun için sana sınıf sloganımızı hatırlatıyorum.PLANLI HAYAT OH NE RAHAT.

4 Mart 2010 Perşembe

EŞREFPAŞALILAR FİLMİ


cuma günü(yarın) sınıf olarak EŞREFPAŞALILAR filmini izlemeye gitmeyi düşünüyoruz.film ile ilgili düşüncelerimizi film dönüşü blogumuza ekliyecez.film ile ilgili bilgileri aşağıya ekledik.

FİLM ÖZETİ:

İzmir Eşrefpaşa’dan gelip İstanbul’a yerleşmiş iki dosttan biri olan Tayyar (Hüseyin Soysalan), güç ve iktidar tutkusu ile büyük bir mafya lideri olurken; Davut (Turgay Tanülkü), küçük mahallesinde namusuyla kahvesini işletmektedir. İkisi de aynı kadını sevmiştir fakat Madam Eleni (Sermin Hürmeriç) Davut’u sevmesine rağmen Tayyar ile evlenmek zorunda kalmıştır. Bir de kızı Duygu (Deniz Özpınar) dünyaya gelir. Fakat Tayyar, Madam’ın gönlünün Davut’ta olduğunu bildiğinden bunu sindiremeyip kızı ile birlikte Madam’ı ortada bırakır. Tayyar bir şekilde intikam alacaktır ve bunu Davut’un evlatlığı Nusret’i (Burak Tarık) kendi yoluna çekerek yapacaktır. Mahalle kabadayısı Nusret ise bir tarafta sevdiği kız, sevdiği insanlar; diğer tarafta ise para ve saltanat arasında kalır. Bu iki dünya arasında bocalarken mahallenin metruk camisine bir Hoca (Sinan Taymin Albayrak) tayin olur ve olayların seyri değişmeye başlar.

TOPLU DOĞUM GÜNÜMÜZ


Doğum günlerini arkadaşlarımızın bazıları sınıfta bizlerle kutladılar bazı arkadaşlarımızda aileleriyle birlikte kutladılar.bende aileleriyle birlikte kutlayanlardan biriyim..Bazı arkadaşlarımızın doğum günü yaz tatiline geldiği için Ali Hocamız, toplu bir doğum günü yapmayı planladı. Hayrettin arkadaşımız Pasta alma işini üstlendi. Benim bu olaydan sonraları haberim oldu. Hayrettin arkadaşımız pastanın üzerine tüm sınıfın olduğu bir resim koymaya karar vermiş. Sınıfımıza yeni gelen arkadaşlarımız Servet Nur ve Burak arkadaşlarımızın resminin olduğu bir fotoğraf olmadığı için tüm sınıfça birkaç fotoğraf çektirmiştik ama o fotoğrafları pastanın üzerine koyamadık. Bunun için daha önceden çekilmiş fotoğraflardan seçmemiz gerekiyordu ama bir türlü seçemedik. Nihayet bir fotoğrafta karar kıldık. Pasta geldiğinde zaten fotoğrafın önemli olmadığını anladık. Çünkü; öğretmenimiz pastanın üzerindeki resmin zararlı olabileceği gerekçesiyle resmi çıkardı. Sonradan öğrendiğim kadarıyla pastanın üstündeki resim şekerli kâğıttan yapılıyormuş. Pastayı yedikten sonra öğretmenimiz bize hediyelerimizi vereceğini söyledi. Hepimiz hediyelerimizi çok merak ediyorduk. Hediyelerimizin ne olduğunu kimse tahmin edemedi. Ali Hocamız hepimize, üzerinde ismimizin kaligrafiyle yazılı olduğu bir anahtarlık almıştı. Hepimiz çok mutlu olmuştuk. Sonra hep beraber anahtarlıklarımızla fotoğraf çektirdik.(Bu resmi bloğumuza ekledik) Bu senenin son doğum günü çok güzel bir şekilde geçmiş, mutlu bir şekilde bitmişti.
Yazan:Ahmet Kemal GÜREL

3 Mart 2010 Çarşamba

KIZLAR KIŞ OKULU


Okullar 15 tatile girmeden önce biz okulda bir program yapmaya karar verdik. Bu programda rehberlik hocalarımızla evlere giderek orada verimli bilgiler öğreniyorduk. Bu program 3 gün boyunca sürdü. Öğretmenimiz hafta sonu sizinle forum’a gidelim dedi. Biz buna çok sevindik. Cumartesi günü forum ‘a gittik. Orada bowling oynadık, bowlingde 1.Dilannur 2.Meltem 3.ben olmuştum. Sonra karting sürmeye gittik. Günün en güzel bölümü burasıydı. Biz kızlarla ilk bindiğimiz için çok korkuyorduk. Ama benim için çok zor olmadı. Reyyan ile Erva arkadaşlarım birkaç kez duvara çarptılar ama benim çarpmam sadece 1 kez olmuştu. Sırada diğer arkadaşlarımız vardı. Asıl macera şimdi başlıyordu. Dilannur arkadaşımız kendini o kadar kaptırmıştı ki, nerelere çarptığını bile anlamadan bitirdi. Yemek yemek için yukarı çıktığımızda da ben cüzdanımın aşağıda kaldığını fark ettim. Gezdiğimiz bütün yerleri aradık. Karting büfesinde kalmıştı. Oradan alıp yukarı çıktık. Arkadaşlarımızla yemeğe geçmiştik yemeğimizi yiyince biraz gezdik. Ali öğretmenimiz her zamanki gibi bizi düşünerek hediye almıştı. Sonra yine bir maceralı ve güzel bir günün ardından evlerimize vardık.
Yazan: Meltem Cebi ve Beyza Göktaş

KİTAP SINAVI SONUÇLARI


1.kitap 2.kitap
MEHMET SALİH ARSLAN 80 60
MEHMET ALİ ARIKAN 90 90
DİLANUR AYDIN 70 90
BÜLENT SEVİNDİR 80 60
MEHMET CEYHAN SEZER 40 60
HİLAL BÖKE 20 50
MEHMET EMİN ETİLER 90 70
ENES GÖKHAN 30 50
BEYZA GÖKTAŞ 70 40
REYYAN ÜREN 90 90
KADİR FURKAN KÖROĞLU 80 100
MURAT ŞEN 80 100
HAYRETTİN ORGUN 90 80
ŞÜKRÜYE ÖZDAŞ 100 100
MUSTAFA ÖZDAŞ 70 90
ATA GÜNAYDIN 70 60
MELTEM CEBİ 70 60
ŞEVVAL TATLI 50 60
A.KEMAL GÜREL 90 100
SERVETNUR YAŞAR 70 90
BURAK GÜL 40 20
BEYZANUR ÖZER 100 100
MELİH CİRİT 40 30
ERVANUR GİDRİŞLİOĞLU80 100

KAR GEZİSİ



Soğuk ve serin bir gündü etrafta kandırıcı bir güneş vardı. Soğuğa rağmen sarıpapatyalar açmıştı. Kar gezisine gitmek için okulun yolunu tutmuştuk ve geldiğimizde Melih arkadaşımızın daha gelmediğini onu bekleyeceğimizi söyledi Ali öğretmen. Uzun bir süre bekledikten sonra maalesef onun gelemeyeceğini haber alınca yola çıktık. Serviste Ata arkadaşımızın getirdiği Madagaskar 2 filmini izledik. Yolculuğumuz güzel geçiyordu. Dağın tepelerine doğru ilerliyorduk. Yaylaya vardığımızda karın azalmış olduğunu gördük. Ama olsun kardan adam yapmaya ve kartopu oynamaya yetecek kar vardı. Biz kızlar 2 adet kardan adam yaptık ve kartopu oynadık.1 saate yakın burada oynadıktan sonra yemek yemeye gitmek için servislere bindik ama bizi kötü bir sürpriz bekliyordu. Servisimizin tekerlekleri çamura saplanmıştı. 45 dakikaya yakın öğretmenlerimiz servisi saplandığı yerden çıkarabilmek için uğraştılar. Ve sonunda servisimiz saplandığı yerden çıkmıştı yaşasın çığlıkları arasında yemek yiyeceğimiz yere gittik. Yemekte sucuk ekmek vardı o kadar acıkmışız ki hepimiz yemeklerimizi bir çırpıda bitirdik, biraz geç kalmıştık dönüşte tatlıcıya uğramak için Ali öğretmene ısrar ettik ve oda bizi kırmayıp tatlıcıda mola verdi. Dönüş yolculuğundan sonra okula döndük ve çok eğlenceli bir günümüz daha sona erdi.
Yazan: Beyzanur ÖZER ve Servetnur YAŞAR

GİRİŞİMCİLİK SEMİNERİ

Bu gün haftanın 2.günü günlerden Salı.İlk derste Ali hocam derse girdiği zaman az sonra girişimcilik semineri olacağını söyledi. Ali hocam seminer ile ilgili bizlere birkaç bilgi verdi ve bir soru sordu Servetnur arkadaşımız bize bu sorunun cevabını anlattı. Ali hocam bu sorunun cevabından sonra bizi sunum odasına indirdi. Sunum odasına inince semineri verecek olan kişinin sınıfımızdaki Ervanur arkadaşımızın babası Muhammed amca olduğunu öğrendik.Muhammet amca bize seminer ile ilgili soru sordu ve bizde bu soruları cevapladık. sonra ise girişimcilik ile ilgili bir kaç şey anlattı biz onu merakla dinledik ve sonra bize bir hikaye anlattı .Hikayede yerde bulduğu parayı sahibine teslim eden bir insanın başından geçen olay anlatılmaktaydı.Hikayeyi tüm arkadaşlarım çok sevmişti.Muhammet amca sonra bize hikaye ile ilgili sorular sordu zaman gittikçe azalıyordu son beş dakikamız kalmıştı.Kendi hayatından hikaye anlatmasını istemiştik bize ufak olsa bile bir hikaye anlattı. Ve seminerimiz bitmesini istemesekte bitmişti Muhammed amca ile vedalaşıp sınıfımıza geldik.
YAZAN:Salih ARSLAN

2 Mart 2010 Salı

MEVLANA VE HOŞGÖRÜ GECESİ


Mevlana haftasının kutlandığı hafta okulumuz sevgi ve hoşgörü gecesi yapacaktı. Ben ve sınıfımızdan bazı arkadaşlarımız okul korosuna seçildik. Koro için çalışmaya başladık. Günler ve aylar birbirini kovalarken nihayet program günü gelmişti. Biz korodakiler program için kültür merkezine erken gittik. Kültür Merkezinde müzik öğretmenimiz Sevde Pusat hocamızla önce prova yaptık. Artık yavaş yavaş seyirciler yerlerini almaya başlamışlardı. İlk olarak genel müdürümüz Murat Tunç konuşmasını yaptı. Daha sonra korodakileri sahneye davet ettiler. Şarkılarımızı söyledikten sonra ben sahneye çıktım. Ben şarkımı söylemeye başladığımda bütün salon alkışlamaya başladı. Çok heyecanlanmıştım. Daha sonra sahneden indik. Sonra okul içi düzenlenen yarışmada birinci olan kız sahneye çıktı ve şiirini okudu. Ve anasınıfından bir kız öğrencide çok güzel bir şiir okudu. Yenişehir kaymakamı Eyüp Bey konuşmasını yaptı ve konuşmasında en çok dikkatimi çeken şu cümleydi” Gerçekten biz Mevlana Celalettin Rumi’yle alakalı çok bilgi sahibi değiliz” . Sonra ödül törenimiz oldu. Ödüller gelen konuklarımıza ve okulumuzda başarılı olan kişilere verildi. Son olarak ta Ney eşliğinde Sema gösterisi yapıldı. Ve gece çok güzel bir şekilde bitti.
Yazan: Dilannur Aydın

TÜRKÜ GECEMİZ VE SINIF KOROMUZ

Okulumuz bir Türkü Gecesi yapmaya karar vermişti.Müzik öğretmenimiz sınıfımızdan okul korosuna Salih,Emin,Dilannur,Beyza,Meltem ve bizi seçmişti.Biz kimiz? biz bu metnin yazarları Reyyan ve Şevval iz.Uzun koro çalışmaları sonucu nihayet türkü gecesinin yapılacağı gün gelmişti O gün korodaki arkadaşlar için heyecanlı bir gündü. Mersin Kültür Merkezine gittik İlk önce kafeteryada oturarak heyecanımıza biraz olsa su serpmiştik.birkaç kere prova yaptık. Provada bir arkadaşımız bayıldı. Sanıyorum ki heyecandandı. Misafirler yerlerine yavaş, yavaş yerleşmeye başladılar. Biz kuliste heyecanımızı yenmeye çalışıyorduk. Programın içinde sıra bizim koromuza gelmişti.Sonra türkülerimizi güzel bir şekilde söyledik. Herkesin çok beğendiği anlaşılıyordu. Bizde çok mutlu olmuştuk. Ve hayatımızın en güzel günlerden biri olmuştu o gün. biraz maceralı bir gündü. Ve bunların hepsi için müzik öğretmenimize teşekkür ediyoruz. Bizim koromuz bitmişti sıra liseli ağabeylere gelmişti. Onlarda çok güzel söylediler. Bir ağabey öyle güzel söyledi ki misafirleri müziğin içine doğru çekti. Birçok misafir ağlamıştı. Ve son şarkılarını söyleyerek sahneden çıktılar. Sunucu programı kapattı. Çok güzel bir gündü.

Yazan: Reyyan ÜREN ve Şevval TATLI

YARDIM PAKETİ



Yaz tatilinin son haftalarıydı. Ali hocam bizleri aradı ve sınıf olarak yardıma muhtaç insanlara ramazan paketi dağıtacağımızı söyledi. Bizlerde babalarımızdan aldığımız gıda maddelerini okula götürdük. 3 aydır görüşmediğimiz arkadaşlarımızla görüşmemiz bizi çok mutlu etti. Okulda ilk olarak gelen malzemeleri güzel bir şekilde paketledik. Paket sayımız hesabımızdan fazla oldu onun için bir arabaya daha ihtiyacımız vardı. Ali öğretmenim sınıf annemiz Ayhan teyzeyi çağırdı. ayhan teyze okula gelince paketleri onun arabasına koyduk. Yola çıktık ama bazı evlerin adreslerini bilmediğimiz için bulamadık. Muhtarlığa gidip adresleri sorduk. Çok güzel bir rastlantı sonucu karşımıza bir postacı amca çıktı. Muhtar, postacıyı takip etmemizi söyledi. Postacıyı takip edip adreslerini bulduk. Gittiğimiz ilk evde yoksul bir teyzeyle karşılaştık. Durumu hiç iç açıcı değildi. Çünkü teyzenin kocası vefat etmiş birde 8 kız 1 erkek olmak üzere 9 çocuğu vardı. Durumları çok kötü olduğundan o eve fazladan 1 paket verdik. Yola koyulduk. Gittiğimiz başka bir evde de kapıyı açan çocuğun üzerinde kıyafet olarak bir poşet bulunmaktaydı. Öğretmenimiz çocuğun ablasına neden kardeşinin üzerinde poşet var diye sorunca ablasının verdiği cevap bizi çok üzdü ve utandırdı. Ablası “kardeşinin bir tek kıyafetinin olduğunu onunda yıkandığı için kardeşinin üzerine annesinin poşet bağladığını söyledi”. Bu evden muhtaç insanlara yapılan yardımların çok az olduğu düşüncesiyle ayrıldık. Ve son olarak yardıma muhtaç yaşlı bir amcanın yanına gittik ve ona da yardım paketimizden verdik ve onunla toplu bir fotoğraf çektirdik. İnsanlara yardım etmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu ogün anlamıştık böyle bir program düzenlediği için Ali hocamıza ve bize yardım eden Ayhan teyzemize teşekkür edip okul açılınca görüşmek üzere diye arkadaşlarımızla vedalaştık.
Yazan: Murat Şen ve Ceyhan Sezer

MERSİN İDMAN YURDU’NA MORAL



Mersin’in soğuk günlerinden biriydi Ali hocam bugün Mersin İdman Yurdunu ziyaret edeceğimizi söyleyince havalara uçtuk. Öğle yemeğimizi yedikten sonra servislere binerek Mersin İdman Yurdunun antrenmanlarını yaptığı Macit Özcan Spor Tesisleri’ne vardık. Birçok arkadaşımız bu tesisleri ilk kez görüyorlardı bende ilkkez görenlerdenim. Sahaya vardığımızda futbolcular antrenman yapıyorlardı. Birsüre onları izledik ve ardından takıma tezahürat yapmaya başladık. Ve nihayet antrenman bitmişti, öğretmenimiz futbolcularla tanışabileceğimizi söyledi ve bu sözle hepimiz sahaya koştuk Ama ne yazıkki futbolcular, bizim onlara koştuğumuzu zannettiler. Ama biz sahadaki toplara koşuyorduk. Biz erkekler sahada top oynarken kızlar da futbolculara baklava ikram ettiler. Okula giderken futbolcularla toplu bir fotoğraf çektirdik. Fotoğraf çektirdikten sonra koşarak çıkış kapısına vardık. Çıkış kapısının oralarda güzel ağaçlar ve çimler vardır.5A sınıfı olarak servisin gelmesini beklerken çimlerin üzerinde mendil kapmaca oynadık. Gerçekten de çok zevkliydi. Hepimizin yüzünde tebessüm gülücükleri vardı. Daha sonra da servise binip okulumuz olan YILDIRIMHAN’a geldik.

YAZAN:M.Ali Arıkan

ERKEKLER KIŞ OKULU


Bu sene Kış Okulumuz çok güzel başladı. Kış okulunun ilk günü Ali hocalara gittik. Birçoğumuz öğretmenimizin evini ilk kez görüyordu. Orada kitap okuduk, çok güzel şeyler öğrendik bu arada yediğimiz hamburger çok güzeldi. Murat arkadaşımız hamburgerin güzelliğinden olsa gerek neredeyse bayılacaktıJ. Sonraki gün Mustafa arkadaşımızın evine gittik. Mustafalarda da öğretmenimiz güzel bilgiler öğretti. Sonraki gün ise beyaz laleye gitmiştik. Orada da kitap okuduk. Sonra okullar kapanınca Ali hocamız bizi ödül olarak forum’a götürdü. İlkönce bowlinge gittik. Kenarsız oyunda Enes, kenarlıda ise Mehmet Ali arkadaşımız 1.oldu Sonra go-kart’a gittik. Orada Ata ile Furkan arkadaşlarımız 1.olmuştu. Ve sıra Ali hoca, Hayrettin ve Mehmet Ali’ye gelmişti. Hayrettin, Ali hoca’yı geçmişti. Ama Ali hoca kenarlara çarpmasaydı Hayretini geçebilirdi.1.hayrettin 2.Ali hoca 3.Mehmet Ali olmuştu. Sonra yemek yemeye çıktık. Yemeği yedikten sonra Playland’a gittik. Orada çok güzel oyunlar oynadık bu arada itiraf etmeliyim ki bütün paramızı da harcadık.playland dan sonra hiç bitmemesini istediğimiz bu gününde sonuna gelmiştik.bu günümüzü hiç unutmayacağız.
YAZAN: ENES GÖKHAN FURKAN KÖROĞLU.

1 Mart 2010 Pazartesi

YENİ BLOGUMUZA HOŞGELDİN DERKEN


SEVGİLİ VELİLERİMİZ VE ÖĞRENCİLERİM BUNDAN SONRA TÜM FAALİYETLERİMİZ İLE İLGİLİ RESİM VE YAZILARIMIZI BU SAYFADAN TAKİP EDEBİLİRSİNİZ...